NAZ büyüyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Third Birthday tickers

31 Mart 2014 Pazartesi

MİM.. MİM.. MİM


Canım arkadaşım blogger Ece İnce mim göndermiş Zevkle cevapladım. Mim için teşekkür ederim kendisine

NEDEN BLOG ADIN
Kızıma canıma adanmış bir blog. Anılarımızı, gelişimini, büyümesini not almak istediğim bir günlük derken, kendi duygularımıda ekleyip mektuplar halinde blog yazmaya karar verdim. O yüzden annendenmektubunvar. Evet biraz uzun :)

HAYAT FELSEFENİ BELİRLEYEN SÖZ
İki şey korkutur beni boş zaman ve hatamı telafi edememek. O yüzden şu iki söz benim felsefem olabilir.
-Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri de yanlış gider.
-Boş zaman yoktur ,boşa geçen zaman vardır.

KENDİNLE İLGİLİ 3 DOĞRU 1 YANLIŞ
-Çabuk sinirleniyorum. Saman alevi gibiyim o anda sinirlenir , bağırır  ve malesef en son söylenmesi gerekeni en önce söyler, sonrada hemen sinirim geçer unuturum.
-Yüremeyi asla sevmiyorum. Ayağımda yarım düz tabanlık var. Zaten çok yürüsem hemen ağrımaya başlar tabanlarım. Hem ayaklarım yüzünden hem de sevmiyorum işte :)
-Asla aklımda iyi ya da kötü bir şey tutamıyorum :) Çoğu zaman arkadaşlarımın verdiği sırları bile unuturum. Bazen söz verdiğim şeyi arkamı döndüğüm anda bile unutabilirim.
-Duygusallıkmı? hassasiyet mi bilmem ama milli maçlarda kazandığımızda, Atatürk le ilgili dugusal bir sözde, haberleri izlerken, insanların mağdur olduğu dizi ya da filmler izlerken çok ağlarım..
Yanlış olan şey ise;
Esasında evim , eşim, çocuğum , işim herşeyim var çok şükür , bu yüzdende mutlu bir kişi olarak görünüyorum ama istediğim hayat , olmak istediğim yer ve başarı bu değil malesef...

İLK ANILARINIZ NEDİR? EN ÇOK HANGİ YAŞA KADAR İNEBİLİYORUZ
Ben kaç yaşında olduğumu bilmiyorum ama annem 3 yaşında olduğumu söylüyor. Sahne hiç gözlerim önünden gitmiyor. Annem, abim , ananem bir kaç günlüğüne İzmire akrabamızın düğününe gitmiş benide büyük teyzeme bırakmışlar. Ananemin upuzun, kocaman tarlası vardı biz hafif yukarda bulanan taş evdeydik. Aşağıdan eve doğru yürüyen annemle abimi görünce çok ama çok ağlamışdım. Asla unutmuyorum.

EN SEVDİĞİN ŞARKI
Sıla nın tüm şarkıları diyebilirim.

EN SEVDİĞİN ROMAN
Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna

Bir arkadaşım önermişti. Aldım kitabı sayfaları çok az. Hemen bitiririm diye umutlandım. Önsözü, özeti, yazarın hayatını okudum . İlk sayfadan başladım ama gitmedi , gitmiyor 50. sayfaya zar zor geldim . Ara verdim. Devam ettim ama büyülendim kitaba. tekrar başdan okudum.

EN SEVDİĞİN ÇİZGİ FİLM KARAKTERİ
Tom&Jerry , Şirine ya bayılırdım.

ÇOCUKLUĞUNDA EN SEVDİĞİN OYUNCAĞIN
Bütün oyuncaklarım çok kıymetliydi. Şu yaştayım daha yeni dağıttık oyuncaklarımı. Birazını Naz' a ayırdım . Ama en sevdiğim fransa dan annemin arkadaşının getirdiği minik 2 bebek. 1 Kız 1 erkek di. Yedek kıyafetleri de vardı. Akşama kadar kıyafetlerini değiştirirdim.

ŞİMDİYE KADAR ALDIĞIN EN SEVDİĞİN HEDİYE
Hediye işi beni strese sokar, hiç bilemem karşımdaki beğenir mi beğenmez mi . O yüzden pek hediye işine girmem beğendiği birşeyi tesadüf söylemiş olursa onu gider alırım sevdiklerime. Ayrıca bende aynıyım beğenmezsem kullanmıyorum. O yüzden pek hediyeli bir ortam yaratmıyoruz. Fakat hediye olmasada eşimin aldığı samsung note 2 en sevdiğim hadiyem oldu benim için.

ODANDA SANA AİT OLAN EN SEVDİĞİN NESNE
Nesne değilde en çok yatak odamdaki nişleri seviyorum

EN SEVDİĞİN YEMEK
Tabiki köfte-patetes ikilisi .

EN SEVDİĞİN HAYVAN
Hayvanlara özel bir ilgim yok, sevmiyorum da diyebiliriz. Ama her zaman ördekleri çok sevmişimdir. Böyle gamsız gamsız bir o yana bir bu yana totoşlarını sallayarak yürümeleri çok hoşuma gidiyor.

AİLEN DIŞINDA ONSUZ YAPAMAM DEDİĞİN EN SEVDİĞİN KİŞİ
Eşim, kızım, annem, babam , abim hariç ahiretlik dediğim en yakın dostum Esinimsiz yapamam :)

İsteyen herkesi mimliyorum...

Sevgiler.
                                                                                                                                                                             

22 Mart 2014 Cumartesi

Naz büyüdükçe büyüyen ağlama krizleri

Herkeze merhaba. Uzun zaman oldu. Yazamadım uzun zaman yazmak içimden gelmedi, bitkin ve çok yorgun hissediyorum kendimi. İçim buruk, kalbim kırık ve yorgun çünkü çok üzülüyorum. Çünkü çare henüz bulamadım. Naz çok şiddetli ağlama krizleri geçirmeye başladı. Öyle böyle değil, susturmak , avutmak, istediği şeyi yapmak asla çare değil. Çoğu zaman neden ağladığını bilemiyoruz bile. Herşeye ağlıyor. Örneğin koltukda oturuyor, hadi Naz gidiyoruz deyip kucağıma alıyorum farkında olmadan . vay efendim kendi inip gelecekmiş yanıma avazı çıktığı kadar ağlıyor tekrar koltuğa bırakıyorum tamam in şimdi kendin diye , iniyor kendisi ama ağlama krizi yarım saat boyunca sürüyor. Bu gibi şeyler üst üste bütün gece boyunca devam ediyor. Sonu asla gelmiyor. Bütün gece boyunca ağlayan çocuk düşünün. Annem her dediğini hemen yapıyor ağlamasın yeter ki diye inanın ağlama krizleri başa çıkılır gibi değil. Sonuç çok bitkinim. Güzellikle yaklaştım anlattım olmuyor bağırdım kızdım olmuyor. asla isteklerinin sonu gelmiyor. Bütün gece asla beni oturtmuyor yerime sürekli koşucaz hoplayacağız ve ne derse yapacağız. Ama bazen benimde işlerim oluyor asla anlatamıyorum bazen empati kuramıyorum. O da, bende çok yıprandık artık bir doktora gitmenin zamanı geldi diye düşünüyorum en kısa zamanda.

Evimize gelen hiç bir arkadaşına oyuncaklarını vermiyor, onlara gidince de onların oyuncaklarına sahip çıkıyor. Ellerinden alamazsa ağlama krizi hazır kapıda. Kandırmak imkansız. Her geçen gün bugün krizler azalır umuduyla uyanıyorum ama tam tersi daha da fazlalaşıyor. Çaresiz ve umutsuzum .

Çok hareketli inanılmaz şeyler yapmak istiyor ve benide alet ediyor tehlike şeylere. anne tut beni burdan atlayacağım , tut beni tezgaha tırmanacağım, tutbeni masanın üstüne çıkacağım. Bunlarlada nasıl başa çıkacağımı da bilmiyorum.

Bu yüzden uzun zamandır yazamadım. Tatile çktık kızımla, güzel ve yorucu bir hafta geçirdik ve o günden beri her sabah kalkıyor ve beni işe göndermek istemiyor. Ardından krizler arttıkça üzüntümden blogları bile takip etmedim.

Ama bugün bir umut oluştu içimde arkadaşım tuba nın bu konu hakkında yazdığı bir yazı umut ışığı oldu bende umarım bizdede işe yazar güzel tubam. Yazı için tık tık

Bunun dışında artık Naz 27 aylık. Herşeyi konuşabiliyor diyebiliriz. Her cümlesinin sonu 'tamam mı anne' 'dimi anne' . O zaman çok cici tabiki :)  Renkler, tüm hayvanlar, doğa , araçlar, zıt şeyler hepsi tamam. Şekillerin isimlerini bilmesede şekilleri yuvasına yerleştirebiliyor. Sayıları henüz sırayla değil kafasınca sayıyor. Örneğin 'on , beş, iki, okuz(dokuz)'  Bu ara nick junior hastasıyız. En sevdiği Kaşif Dora . Yani biraz çizgi film sevmeye başladı. Kitaplardan ve masallardan hala pek hoşlanmıyor. Dinlemiyor. Resimlere bakıyoruz. Dışarda çok güzel vakit geçiriyoruz. Hiç sorun yok ama evde kabus yaşatıyor resmen bana. Parkda çok eğleniyor. Ama asla eğlendiği birşeyin sonu gelsin istemiyor. Dahada dahada diye tutturup en son yine ağlama krizine giriyor.

Bana kızdığın da 'git iş evine git, orda tık tık yap' diyor. İş evi derken benim ofisimi, tık tık derken bilgisayarımı kastediyor. Esasında konuşmasıyla birlikte çok eğlencili bol kahkahalı geçen günlerimiz bu krizlerle birden kabusa döndü. Gece uykusunda uyanıp ağlıyor, ağlıyor , ağlıyor ve hiç bir çabam onu sakinleştirmeye işe yaramıyor, zaten kucağıma gelip sakinleşmeyi reddiyor.

Bu ara benim makyaj ve benzeri bir çok eşyama ortak olmaya çalışıyor. Tabiki yasak ama eline geçirdiği anda (bazen yetişemiyorum) acısını çıkartıyor. Örneğin aşağıdaki gibi sonra gelmiş bana anne bak çok güzel oldum dimi? diyor

     Küçük akıl oyunları oynuyor benimle bazen. Bu ara beni en çok şaşırtan şeylerden biri de bu. bir gün biz balkondayken koşa koşa geldi. Dedesiyle içerde oturuyordu. Anne dedi dede godede(çikolata) yiyor. Bende? dedi. Hayır annecim sen yeme daha sonra ben sana vericem dedim. Amam (tamam) dedi, gitti. şaşırdım babam asla çikolata yemez. 2 dakika geçmedi babam geldi. Çikolata istiyor kızım Naz, izin vermişsin dedi. Dedesine gidip 'mene godede vey, anne izim veydi (bana çikolata ver, anne izin verdi)' demiş.  Çok şaşırdım , birazda güldüm :)

Çok uzun oldu ama son olarak da tatilimizden kısaca bahsetmek istiyorum. Naz la ilk defa uzun dolmuş ve otobüs tecrübesini yaşadık, ana kız başbaşa kalma fırsatını bulduk. Bir kaç gün evde geçirdik, sonra 2 gün muğlada arkadaşıma gittik,akyakaya ,ordan da 1 günlüğüne marmarise arkadaşıma geçtik. Ne yalan söyleyeyim çok yoruldum, bişey anladım mı derseniz olsun yine de güzeldi. Aşağıda tatilden resimlerimiz.

Şimdilik hoşcakalın