NAZ büyüyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Third Birthday tickers

11 Eylül 2013 Çarşamba

Naz 21 aylık





Yine 1 ay olmuş bloğuma uğramayalı. Birazda tembellik ettim ha bugün ha yarın derken Naz'ın ay dönümünü bekledim. Kuzum dün 21 aylık oldu. Nasıl sevimli halleri , o konuşurken ki dudakları ısırasım
her anne dediğinde içime sokasım geliyor. Çok şükür diyorum bu günümüze. Hep aklıma 1,600 kilo küçücük, buruşuk Naz geliyor ve yine çok şükür diyorum. Uyku düzenimiz yok, yemek alışkanlığı bozuk ve dengesiz ama mutlu, binlerce şükür sağlıklı ve neşeli.

3 ay sonra 2 yaşında olacak, hala inanamıyorum. Ne ara 1 oldu şimdi 2 olacak ne çabuk geçti zaman. Hangi ara büyüdü ve 2 olacak inanamıyorum. 21 aydır hayatımızda bir cimcime var ki nasıl cadı anlatamam ama yinede bundan önceki senelerim sensiz kızımsız boş yere geçmiş evlat bambaşka evlat hayat demekmiş. Gözlerinin önünde yeşeren meyve veren bir fidan, cılız bir filizin toprağa, suya ihtiyacı olduğu gibi , henüz bizim küçük fidanında anneye babaya ihtiyacı olması nasıl bir iç huzur, ne güzel bir duygu . Bunları bana hissettirene aracı olanlara binlerce şükür.

Naz 21 aylık bıcır bıcır susmuyor. En az 2 günde bir yeni bir kelime söylemeyi başarıyor. Yeni kelimeler ayo (alo) , düsüff (yusuf diyor aklı sıra dedesinin ismi), pepe, bebe,  ditt (git) , gogok (hem yumurtaya hemde tavukalara) , del del(gel gel) , men(ben), bu bu anne bu (her dakika heyacanla birşeyler gösteriyor) ve en önemlisi NA diyor yani ismi NAZ . Henüz z harfi yok o da olur böyle çok şirin nasıl olsa ilerde tüm kelimeleri doğru söyleyecek.

Pek ağlarcı, herşeye ağlıyor ama çoğu yalancı ağlama isteği olduğu anda feryat figan ağlarken gülmeye başlıyor. Hırçınlaşma, inatlaşma çok fazla hep istediği olsun istediği yere gitsin , olmayınca hırçınlık ağlama, bağırma . Böyle olunca ne yapacağımı şaşırıyorum ve bırakıyorum kendi haline susar belki diye ama hiç susmadı şimdiye kadar :)

Uyku düzensizliğimiz henüz hala bitmedi artık ümidimi kestim bitmeyecek. Naz uykuya dalması zor uyandırması zor bir çocuk . Çok zor uykuya dalıyor, uyudumu uyanmak bilmiyor. Yemek düzenide uykuya bağlı olarak bozuk. Ne zaman uyanıp ne zaman yattığı belli olmadığı için yemekleri hiç saatinde değil. Kendim bakmadığım sürece artık bu düzeni Naz' a uygulamam çok zor o yüzden moralimi bozmuyorum. Ama iştahsız bir çocuk ve buna çok moralimi bozuyorum. Umarım büyüdükçe düzelir. Favorisi meyveler, hepsini yemiyor , şeftali , üzüm, karpuz, mürdüm eriği favorisi bu ara. Akşamlar bir tabak hazırlıyorum çerez ve meyveden oluşan, bayılarak yiyor. Ama ana öğünleri çok sevmiyor. Yemeklerden pilav hala en sevdiği, köfte nadiren yiyor, patetes, balık ve sebze yemeklerini ayırt etmeden yiyor. Ama kaşık dolusu değil tabiki mıncık mıncık yiyor.

Bodrum da kavurucu sıcaklar bitti ama deniz mevsimi henüz bitmedi. Yine sıcak ama sadece gündüz saatlerinde hatrı sayılır bir sıcak var , geceleri artık terlemeden camlar kapalı çok rahat uyuyoruz. Bodrumda deniz sezonu bitmedi ama ben kapattım deniz olayını. Hem yorgunluk hem de artık Naz hasta olabilir. Pazar günleri çarşı pazar erzak, sebze alışverişi, temizlik, Naz' ı gezdirmek gibi etkinliklerle geçiriyoruz artık.

Naz lunaparkın yanından geçtikçe anne aaa annee diyordu, hadi dedim gidelim birgün ama şimdi hergün hergün istiyor :) Atlı karıncalar da keçilerle atları ayırt ediyor. Keçilere 'mee' atlara 'dıgıdık' diyor. Hangisini isterse bindiriyoruz. Babasının kucağında çarpışan arabaraya binmeye bayılıyor. Çıkışta hep ağlayarak çıkıyoruz asla çıkmak istemiyor :) Her akşam anne bamm( çarpışan arabaralara bamm diyor) anne dıgıdık. Mutlaka hergün şansını deniyor, götürürmüyüz diye.

Yaz ayları yoğun , sıcak, yorucu , güzel ve bunaltıcı geçti ama en sevdiğim mevsim sonbahar kendini az da hissettirmeye başlayınca benim de moralim ve enerjim biraz arttı. Kolaysa Naz la enerjin olmasın , saniye yerinde durmuyor ama ev işlerinde yardım ediyor. Götür getir işleri haricinde bulaşık makinesininden temizleri tek tek bana veriyor ben yerine koyuyorum :) Daha yolun başındayız ama tadını çıkartarak ilerlemek lazım zira bebeğimin bu günleri asla geri gelmeyecek. Alaahım bunun için güç ve sağlık versin gerisi boş.

Daha yazacak aklıma gelmeyen çok şey var ama artık daha sık yazacağımdan ilerki yazılarımda görüşmek üzere inşallah.

İşte Lunapark güzeli Naz...



İşte kahveci güzeli Naz. Asla tabağı olmayan bir fincandan kahve içmiyor. Tabi bol sulu kahve içiyor :)

Bu da benim bu yaz kendime daha doğrusu eşimin bana verdiği en güzel hediye Sıla konseri. Çok seviyorum şarkılarını sesini ve müthiş bir konserdi. Hem çok sevdiğim için hem de Nazın bize ertesi gün yaptığı huysuzluğu için o günü asla unutmayacağım. Biz konserden dönene kadar uyumuş ve o gece bizi görmediği için ertesi gün ağla ağla ananesine çok eziyet etmiş annee annee diye ağlamış ve akşamüstü annem dayanamış benim ofisime getirdi al çocuğunu beni çok üzdü dedi ve gitti. 2 saat benimle mesai bitimine kadar durdu ama asla eziyet etmedi. Sarıldım öptüm öptüm söz verdim bir daha kızım büyüyene kadar onsuz akşamları bir yere gitmeyeceğim diye.....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayat paylaştıkça güzel.Siz de fikrinizi yazın ve paylaşın :)