NAZ büyüyor

Lilypie - Personal pictureLilypie Third Birthday tickers

31 Aralık 2013 Salı

Hoşgeldin 2014

Sadece rakamların değiştiği özellikle de yaşımızın rakamı değiştiği seneler hızla akarken 2014 den umutlu olanlar için istediklerinin olması ve herşeyin değişmesi dileğiyle güzel bir sene geçirmenizi dilerim. mutlu, huzurlu , bol şanslı bir yıl olsun hepimiz için ve ülkemiz için tabiki  
Sevgiler

26 Aralık 2013 Perşembe

Açma Tarifiiii !!!!!!!!!!!!

İzinliyken sürekli ne yesek ne yapsak diye akşamları boş geçirmedik. Bir akşam eşim açma isteyince hemen internetde araştırdım kolay açma tarifi adı altında bir blogger sayfasından bu tarifi yapmaya karar verdim. Zira ben kek ve börek dışında hamur işlerini hiç beceremeyen birisi olarak çok teretdütle başladım ama sonuç muhteşemdi. Gerçekden de ben mayalı hamur yapamam, hamurum kabarmıyor diyenler için harika bir tarif çünkü ilk defa yapmama rağmen harika oldu.

Tarif şöyle ;
1 çay bardağı yoğurt.

1 çay bardağı sıvı yağ.

1 çay bardağı süt.

1 çay bardağı aılık su.

1 tatlı kaşığı tuz.

2 yemek kaşığı şeker.

1 instant maya.

Aldığı kadar un.

Üzeri için yumurta sarısı.

Yarım paket margarin.

İsterseniz içine peynir ya da arzu ettiğiniz malzeme konulabilirsiniz diyordu tarifde ama ben sade yaptım.

Yapım aşamasını fotoğraflayamadım tarifin sahibinden bakabilirsiniz yapım aşamasına. İşte linki.

Öncelikle tüm sıvı malzemeyi karıştırıp, içine tuz şeker maya ve un ekleyip kulak memesi kıvamında hamur elde ediyoruz. Sonra bu hamuru 6 eşit parçaya bölüp beze yapıyoruz. Her bir bezeyi yemek tabağı büyüklüğünde açıp üzerine margarin sürüyoruz . Aynen aşağıdaki gibi tekrar katlayıp beze gibi topladıkdan sonra bir süre bekletiyoruz.

Beklettiğimiz bezeleri tekrar yemek tabağı büyüklüğünde açıyoruz. Dört eşit parçaya böldükden sonra her bir parçayı rulo yapıyoruz ve rulo halindeki hamurların uçlarını birleştirip düğüm yapar gibi yuvarlak görünüm veriyoruz. Yarım saat daha tepside beklettikden sonra , üzerine yumurta sarısını sürüp 200 derece fırında pembeleşene kadar pişirin.

Fırından çıkar çıkmak yanına dilimlenmiş peynir, salatalık ve zeytin hemen yedik sıcak sıcak harikaydı. Ertesi güne kalanları hafif ısıtıp öyle tükettik yine ilk fırından çıkmış gibi afiyetle yedik.

Ben ilk defa hayatımda mayalı bir hamur yaptım çünkü çok kolay, herkese tavsiye ederim.

Naz pek sevmedi açmayı bir iki ısırıkdan sonra bırakdı ama Naz genelde ekmeği ve bu tür hamur işlerini pek sevmiyor

Şimdiden herkese kolay gelsin

21 Aralık 2013 Cumartesi

Naz'ın 2 yaş sendromu


2 yaşına henüz girdiğimiz şu dönemlerde çok sıkıntı çekmekteyiz. Naz bu dönemi biraz sıkıntılı atlatıyor (herşeyde olduğu gibi) Esasında normal gelişim sürecini yaşıyor ama bizim aile olarak tahammülsüz davranışımız herşeyi daha da kötüye götürdü.
Ağlamayı ve çığlık çığlığa istediğini yaptırtmayı malesef huy edindi ama suç bizde aman ağlamasın diye ben dahil tüm aile bilinçsizce davrandık ve her dediğini yaptık. Baktım işler çığrından çıkıyor hemen google dan yardım istedim ve bir kaç sayfa okudum 2 yaş sendromuyla ilgili ve hemen uygulamaya başladım.
Ee tabi gündüz ananeye her dediğini yaptırması akşam ben gelince istediklerine hayır denmesi Naz' ın hiç hoşuna gitmiyor basıyordu çığlığı. Bende bu durumdan inanılmaz bunalıp Naz' a bağırıyordum. Ama artık eskisi gibi değil bilinçli ebeveynleriz, değişmemiz lazım deyip dün akşam miladımızı yaptım ve annemede sıkı sıkı tembih ettim yapması gerekenlerle ilgili umarım bu şekilde Naz' ın gelişimde olumlu etkiler görebiliriz, umarım bu kuralları devam ettirebiliriz.
Dün akşam bir milad yaşadık istediği olana kadar asla susmayan Naz' ı susturmayı başardım.
Yine dün akşam bişi yemek için ağlama krizine girdi. İstediğin kadar ağlayabilirsin, dediğini yapmayacağım çünkü onlardan fazlaca yemen karnını ağrıtır ve eğer susarsan seninle güzel oyunlar oynayabiliriz dedim ve ilgilenmedim uzun bir süre ağladı ve sonra susup yanıma geldi. Ohh dedim içimden sanırım bu şekilde sende bende huzuru bulacağız meleğim.
Sonra bütün gece birbirimizi yakalamaca, saklambaç ve balon oynadık. Oyun sonunda hep bir kucaklaşma yaptık . Naz oyuncak yerine insanlarla kaynaştığı oyunları çok ama çok seviyor ve bende öyle oyunlar oynuyorum onunla.( Hareketli bir çocuk tez canlı ve çabuk sıkılıyor. Örneğin puzzle ezberledi ve sıkıldı. Tv izliyor 10 dk sıkılıyor. Lego yapıyoruz hep aynı şekli yapmak istiyor ve sıkılıyoruz. Sürekli sıkıntı ama yakalamaca, saklambaç, koşmak vs.. gibi oyunlardan asla sıkılmıyor.)

Hiç bir iş yapmadan bütün gece onunla oynayıp birlikte yatağa gittik. Bu tutumum iyi bir şeye daha vesile oldu ki her gece yattığımızda baba babaaaa diye çığlıkları basıp dakikalarca ağladıkdan sonra salona babasının yanına gitmeyi başaran Naz dün gece biraz yorgunlukdan biraz da benim tutumundan dolayı  hemen uyudu bana sarılarak. Bir iki defa baba baba ağlamaya çalıştı ama ilgilenmedim hemen sustu :)
Bakalım daha dün ilk günümüzdü ve uygulamam yolunda gitti, umarım bunda sonra da uygulamaya devam ederiz.
(doktor naz)
Sendrom haricinde Naz artık 2 bazen 3 kelimeyi bir araya getiriyor haftada 1-2 kelime öğreniyor. İstediğini anlatıyor.
Yemek konusunda hala iştahsız bir çocuk , 4 veya 5 lokma ile öğünlerini geçiriyor. Ama artık yemek işini ben kafamda çözdüm ve ısrar etmiyorum ve o da huzurlu oluyor ben stres yapmayınca. Boyumuz uzuyor 85 cm. kilomuz artıyor 11 kg. Düşünüyorumda 2 sene önce doğduğu gün 1640 kg 43 cm. Sen ne çabuk büyüdün allah bana daha da büyüdüğün günleri göstersin inş.

Dedimya insan ilişkilerini çok seviyor. Komşumuz Nihal hanıma bayılıyor. Kendisine 'lala' diyor benim ufaklık ve ordan eve gelmek istemiyor. Nihal hanım oyuncak almış Naz gittiğinde oynasın diye doktor seti.
Takıp takıştırıp iğne yapıyor bize :)
(Naz mutlu çünkü kendi deyimiyle 'adda' gidiyor)
Evden dışarda çok eziyet etmiyor, krize girmiyor genelde ananesi ve bize yapıyor çünkü bize nazı geçiyor.
Şimdilik bu krizi atlatmaya ve tekrar düzenimizi oturtmaya çalışıyoruz.
Umarım başarılı olur ve başarımla ilgili bir yazımda bahsederim.
Sevgiler

16 Aralık 2013 Pazartesi

Naz 2 yaşında :)

Yıllık iznimin 1 haftasını Naz' ın doğum günü haftasına getirdim ve Naz'ın 10 aralık salı günü olan doğum gününü 14 aralık cumartesi evde kutladık. Akrabalarım, arkadaşlarım hepsi sağolsun geldiler. Kalabalık güzel bir gün geçirdik. Tek sıkıntı evin küçüklüğü çocuklara çok küçük bir alan vardı oynamak için ama idare edildi. Naz balonlarla çocuklarla çok eğlendi ama herkez gittikden sonra derhal uyudu çünkü bayağı yoruldu.
Bu arada aşağıda resimlerde var tütüsünü biz arkadaşlarımla yaptık. Biraz acemice oldu ama yakıştı boncuğuma. Ayrı bir postumda nasıl yaptığımızı anlatırım.
Tatil çok güzeldi. En soğuk günlere denk geldi ve biz evde boncuğumla sıcacık günler geçirdik. Uyurken uyanırken , öğle uykusundan uyanınca yumoş yumoş yanakları öpmek ne güzelmiş. Hiç bitmesin istedim ama bugün pazartesi ve yine ayrıldık ve kızım sanki yine yalnız kaldı :(
-Anne işe gitsin mi Naz?
- Parmağıyla göstererek 'HAYIYYYY' diye bağırdı her seferinde
Buna yürek nasıl dayansın . Büyüdükçe ayrı kalmak daha zormuş.
Soğuklardan nasibini alan Naz yine gribal enfeksiyonla boğuşuyor ama çok şükür ağır değil.
Kızıma 10 aralık günü yazdığım doğum günü mesajını ve fotoğraflarımızı paylaşıyorum.
Şimdilik bu kadar.
Sevgiler


"Senin ilk günlerini, 10 aralığı, saat 14:50 yi, çirkin tüylü minicik bir bebeği gösterip bu sizin kızınız dedikleri zamanı, cesaretini, hayata tutunusunu asla ama asla unutmayacağım...sen benim şansım ugurumsun, ilk doğduğun günden bu yana benim için dünyanın en güzel bebeğiydin hep öyle olacaksın. Iyiki doğdun meleğim iyiki hayatımsın gunesimsin. Doğum günün kutlu olsun . Hayatına kötülükten çok güzellikler yol göstersin. Yüzünde göz yaşından çok gulucukler olsun canım kızım"












4 Aralık 2013 Çarşamba

Naz' ın lisanı

2 yaşımıza 1 hafta kala biz pek iyi sayılmayız. Çok şükür ciddi bir sıkıntımız olmamakla birlikte kış, grip, 2 yaş sendromu peşimizi bırakmıyor.
Naz inanılmaz inatçı, hırçın ki bazen sabrımızı zorluyor ama geçecek tabi. Sanırım azı dişlerimiz çıkıyor çünkü geçen gece ateşi çıktı , dişlerin huysuzluğu ve uykusuzluğuda eklenince curcunalı bir ev hali oldu bize.
Kış gribimizi de olduk ana-kız . Atlatdık sayılır ama hala öksürük devam.
Ayrıca kış burda fırtınalı yağmurlu geçtiğinden pazar günleri de dahil evde oturan Naz'ın biraz ruhu sıkılmış sanırım inanılmaz huysuzluk yapıyor akşamları bize. Hala oyuncakla oynama taraftarı değil. Sürekli telefonumdan puzzle yapıyor ama onları da ezberledi sıkıldı. Oyuncaklarla da oynamayı sevmeyen Naz' ı nasıl oyalayabilirim bir fikri olan var mı?
Artık 2 yaşa çok az kaldı ama Naz henüz hala cümle kurarak konuşmuyor, tüm kelimeleri söylemiyor.
Komik kelimeler uyduruyor bazı nesneler için. İşte aşağıda Naz'ın kendine özgü lisanından bazı kelimeler;
(Naz' ı tanımayan kimse ne dediğini anlayamıyor:)
GAGA : dayı
NİHAL : lala
ÇİKOLATA : godade
KAMLUMBAĞA veya HER TÜRLÜ KAPAK : kapuga
AYIP : apip
BABANNE:  mamanene
ÇEREZ : tıkkı
YİYECEĞİM : yidem
BAŞKA : bakka
SİYAH : siya
BEYAZ : beyyıs
GOL : gooyy
AYAKKABI : babey
SAAT : dıkdık
KAYDIRAK : kaykay
DENİZ : dıpdıp
YUMURTA : gogok
ARABA : duğ duv
Çikolata hastası evde bütün gün ' godade yidem' diye bağırıyor. Hem komik, hem sevimli hemde çok inatçı  bir çocuk ama benim canım . 
Arayı fazla açmadan ay dönümümüzde görüşmek üzere
Sevgiler 

21 Kasım 2013 Perşembe

Öpücüklü mutluluk


Her gece yatağa yattığımızda kocaman, çok içden ANNEMM diye yanaklarımı o minik elleriyle okşayan ve her yerimi öpücüklere boğan kuzucuğumdan başka mutluluk olabilir mi sizce?

Canım kızımm benim böyle sevgiyle sağlıkla mutlulukla kal ömür boyu



11 Kasım 2013 Pazartesi

Naz 23 aylık

Naz inanılmaz bir değişimle ve hızla 2 yaşına geliyor. 1 ay sonra 2 yaşında diyeceğiz ama benim için hala bebek :)
Hala anlamsız bir inat, ısrar ve bencillik devam etmekde. Müthiş bir azmi var istediğini elde edene kadar uğraşıyor. Özellikle yalancı ağlamaları meşhur. Eskiden ağlarken dikkatini dağıtınca susuyor unutuyordu ama şimdileri asla istediğinden vazgeçmiyor ve sonuna kadar ağlayıp tüm kozlarını kullanıyor. Özellikle bana ve anneme yapıyor çünkü biz ikimizde kıyamıyoruz :)
Hiç aklımızda yokken bir bir kelimeyi söyleyiveriyor. Hergün kullandığımız evet ve hayır kelimelirini bir günde söyledi ve bitti. Hızla kelimeler çoğalıyor. Tek tek kelimelerle anlatmak istediğini söylüyor.
Hergün aynı şeyleri izlemekden ve yapmakdan çok hoşlanıyor asla bıkmıyor. Tv izlemeyi, lego oynamayı ve telefonda puzzle yapmayı sadece benimle yapmak istiyor. Sadece ona ait olayım istiyor. Ben kukla gibi ama napayım kıyamıyorum :)
Asla telefonla konuşturmuyor çığlık çığlığa bağırıyor kendisi konuşacakmış hanımefendinin . Ayoo diyo, iyiyim.Sonra bir sürü saçma hece :)
Biz büyükler oturup hararetli sohbet ederken o da bir koltuğun kenarına oturup konuşan kişinin el kol hareketlerini taklit ediyor ve konuşuyormuş gibi ağzını oynatıyor.
Bu ara bana asla bir iş yaptırmıyor herşeyi annem yapsın diyo. Ben akşam eve gidince 'enene dit, ennem vaa' (meali:anane git annem var) diyor.
Geçenlerde ofisime geldi bende bir müşteriyle ilgilenirken ki müşteri zenci bir bayandı. Naz ayaklarıma sarılmış,sürekli kadını gösterdi işaret parmayığla 'enne bat siya' (meali anne bak siyah) allahdan türkçe bilmiyordu bayan. Ben güldüm bayanda sevimli olduğunu düşünerek Naz ı sevdi tabi siyah siyah dediğini anlamadan :)
Yine bir hastalık atlattık ben atlattım fakat henüz Naz devam etmekde. Naz da akşamları bir defa kusma ve ishal başlayınca soluğu doktorda aldık geçen cuma. Doktor tahlil sitedi kan tahlilinede bakalım rengi soluk görünüyor dedi. Mikrobikmiş yani dizanteri. Yine yaygınmış bu ara ve yine ilk Naz' ı buldu, sonra beni.  Kansızlık yok kanla ilgili bir sıkıntı yok şükür. Kusma geçti ama ishal devam. Bu hafta tekrar gideceğiz.
Umarım çabuk iyileşir prenses.
Yine durgun ve monoton kış günlerine devam, kış henüz tam yok henüz hala çoğu kişi kısa kollu tshirtler ile dolaşıyor ama ben üşürüm mutlaka hırka giyiyorum üzerime.
Havalardan da bahsettiğime göre konuyu bitirebilirim, ama bu defa nasıl bitireceğimi bilemedim sanırım saçmalıyorum.
Güzel ve sağlıklı günler olsun herkese diyerek bitireyim en iyisi.
sevgiler.

1 Kasım 2013 Cuma

Pazar Gezimiz..

 Geçen pazar harika bir gezi planı yapıp sabah erkenden yollara düştük. Milas' ın gökçeler köyünde bulunan dağların eteğinde çok güzel bir yerde yani Uyku Vadisi nde kahvaltı yapmaya diye çıktık evden. Tahminimizden çok daha güzel bir pazar günüydü. Esin, ben ve Naz yani kızkıza :) Bodrum dan 45 dakika kadar bir yolculukdan sonra vardık. Yollar fena değil. Ulaşım kolaydı yani. Vadi de şırıl şırıl her yerden su sesleri, kuş sesleri huzur dolu bir ortamda kahvaltı keyfi yaptık . havanın temizliğinden olsa gerek Naz' ın bile iştahı açıldı güzel bir kahvaltı yaptı. Ardından biraz etrafı turladık ama esas buraya gelenlerin amacı 3 km kadar yüksekde bulunan mağaralara patika yollardan treking yapmak. Tabi biz kucağımızda çocukla patika yollardan oraya tırmanmamız imkansız olduğundan kahvaltıdan sonra öğlen ayrıldık ordan huzur dolmuş yüreklerimiz ve oksijen dolmuş ciğerlerimiz yanımıza kar kaldı ayrılırken :)







Ardından kahve molası vermek için yol üzerindeki Güvercinlik de bulunan Dolphin Park da durakladık . Yunuslar ve foklar harika gösteriler yapıyorlar eğitmenleri eşliğinde tabi yaz aylarında yoğunluk var ve hatta yunuslarla yüzme imkanı sunuyorlar. Biz kahvemizi içtik ve o saatde yunusların yemek zamanı olduğundan kısa bir gösteri yaptılar eğitmenleri eşliğinde Naz biraz korktu kucağımdan hiç inmedi. Ama harika hayvanlar çok akıllı ve becerikli hayvanlar kendilerine hayran bırakıyorlar. Naz malesef zenci insanlardan inanılmaz korkuyor. Turistik bir bölge olduğundan her türlü insan var Bodrumda ama Naz zencileri görünce ağlıyor kaçıyor :) Rezil oluyorum, anlatıyorum ama anlamıyor. İşte o gün Dolphin park da da zenci bir abi vardı ve Naz kucağımdan hiç inmedi ben Naz için değişiklik olur derken hem zenci abi hem foklar ve yunuslar kızımın ödünü aldı artık eğlendimi bilemiyorum :)
Çok ama çok güzel bir pazar dı arkadaşımda bize eşlik ettiği için çok mutlu bir gün geçirdik :)




30 Ekim 2013 Çarşamba

Evlilik yıldönümümüz ve Cumhiyet Bayramı

3 sene oldu biz evleneli, günler ne çabuk geçti , nasıl 3 seneyi bitirdik rafa koyduk anlamadım.
Güzel ve kötü günler için , hastalık ve sağlıkda diye söz vermiştik, sözümüzü tutduk 3 senedir başımızdan geçen iyi, kötü herşeye birlikte göğüs gerdik ve allahın izniyle nice senelerimiz olsun boncuğumuzla birlikte.
Özel hiç bir şey yapmadık eşimle, daha öncede bahsetmiştim biz spontene yaşıyoruz. Öyle yaptık ve yürüyüşe katıldık.

Çok ama çok kalabalık Cumhuriyet yürüşü vardı Bodrum da. Biz Nazla kalabalığın içine giremedik fazla kenardan izledik. Daha sonra konser vardı fakat biz arkadaşlarla cafe de oturmaya karar verdik. Tam bulunduğumuz yerden harika bir havai fişek gösteresi yapıldı fakat Naz inanılmaz korktu sesden. Anne gidelim dedi durdu sürekli.

                                                            Böyle bir gün daha geldi geçti .
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun, laiklik ve kardeşlik içinde güzel günlerimiz olsun, evlatlarımız bu bilinçle büyüsün inşallah.

Sevgiler

24 Ekim 2013 Perşembe

monoton hayatımızdan kareler


Hayat monoton ama içi cıvıl cıvıl bir melekle dopdolu. Naz hiç susmuyor desem yeridir.
Normal cümle kuruyormu derseniz HAYIR ama aaa anne bak , aaa anne kelimeleri asla
asla eksik değil ve evet kızım diyerek onaylatana kadar tekrarlıyor.
Büyüt (büyük) çüçük (küçük)
şu an herşeyi büyük, küçük diye ayırıyoruz.

Her gün sabah anne, baba işe gider akşam gelince hep birlikte yemek yenir evde başbaşa Naz'la kalınır. Baba genelde ya maç izlemeye dışarı çıkmıştır ya da evde kumanda elinde sıkıcı haber kanallarını izler.
Ben kuzucukla oyun, varsa banyo, meyve yeme, puzzle yapma,diş fırçalama, pijama giyme, süt içme ve uyku. Geceleri sessizlik olması ve benim yanında olmam yeterli Naz' ın uyuması için. Benim yanaklarımı burnumu avuçlarıyla okşayarak uyuyor.
Bayram güzel ama çabuk geçti 4 gün diye düşündüğüm tatil 3 gün oldu 2 gün hava kapalı ve yağmurluydu :) Bayram ziyaretleri haricinde arkadaşımız Nazlı' nın doğum günü partisine katıldık.


Her akşam poz vermelerimiz devam ediyor. Aklına gelirse tabi Naz hanımın ama illaki çekilen resmi kendine görmeli.
Böyle rutin monoton ama harika müthiş havalarla hayat devam ediyor. Bizde de farklı hiç bir şey yok anlayacağınız. İş, ev , Naz günler hızla geçiyor.
Bodrum da hala yazla karışık sonbahar havası devam ediyor. Hala herkes yaz modunda kısa kollu incecik penyelerle turistler, bizde aynı bazen klima açıyoruz ofisde :)
Seviyorum böyle havaları
Sevgiler herkese

14 Ekim 2013 Pazartesi

iYi BaYrAmLaR




Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu mesut sevdikleriyle güzel bir bayram geçirmesini dileriz.

Biz kızımla dört gün mıncık mıncık bir bayram geçireceğiz inşallah. Çok sevinçliyim
Naz' ın bayram pozları.  
"Hedi enne hadi"(hadi anne hadi) diye poz veriyor sürekli. Ben sürekli çekiyorum
O poz veriyor :)